Değil tabii ki.

Linux, 20 senedir dünya üzerinde milyonlarca insan tarafından kullanılmakta olan ve kullanıcı sayısı gün geçtikçe artmakta olan bir işletim sistemi.

Fakat, Linux hakkında o kadar çok önyargı var ki… “kurulumu çok zor” “kullanımı çok zor” “donanımları tanımıyor” “hiçbir program çalışmıyor” gibi yüzlerce şikayet. Elbette bu önyargıların bir sebebi var. Bundan altı sene önce ilk linux kurulumumda sabit diskimdeki bilgilerin tamamını kaybetmiştim. Kurduktan sonra da karşıma çıkan masaüstünden hiçbir şey anlamamıştım. İşin kötüsü, tarayıcım, yazıcım ve tv kartım da çalışmıyordu. Favori oyunum SimCity’nin CD’sini takıp, kurmaya çalıştığımda ise Linux “exe” uzantılı kurulum dosyası hakkında ne yapacağını bilememiş, en son bir metin editörü ile açmaya çalıştığımda ise, bilgisayarım kilitlenmişti.

Ancak, tam ALTI sene geçti bunun üzerinden. Altı senede teknolojinin geldiği nokta düşünülürse, Linux’un da bir hayli yol katetmiş olması gerekmez mi?

Şu anda birisi dizüstü olmak üzere üç bilgisayarım var. İki adet masaüstü bilgisayarımda Tübitak tarafından geliştirilen Pardus, dizüstü bilgisayarımda ise KUbuntu adlı Linux dağıtımı kurulu. Size şunu söyleyeyim: her üç bilgisayara da bu işletim sistemlerini ben kurdum, ama bir çocuk da kurabilirdi. Hem de hiçbir dosyamı yanlışlıkla silmeden.

Donanım konusuna gelince: ne Pardus, ne de KUbuntu kurulumunda sistemlerim benden kurulum CDleri haricinde bir CD istemedi. Hatta internete girip sürücü aramama bile gerek kalmadı. Özellikle “Medion Digitainer” markalı masaüstü bilgisayarımdaki tüm donanımın tanınması beni dahi şaşırttı. Bu digitainer’ın ne menem bir bilgisayar olduğunu Google’da yapacağınız bir aramayla görebilirsiniz.

Kullanımı ve anlaşılması bundan altı sene önce gerçekten zor olan Linux, şu anda V.sta’dan veya XP’den çok daha kolay. Bunu garanti ediyorum. Özellikle de pardus kullanıyorsanız. Şöyle bir örnek vereyim: evime gelip, bilgisayar kullanmak isteyen misafirlerim, pardus’un başına geçtikerinde aradıkları programı bulabiliyor, işlerini benim yardımım olmadan halledip kalkıyorlar.

Gelelim Linux’ta kullandığım programlara: ihtiyaç duyduğum tüm internet, grafik, web tasarım, müzik, video ve ofis programları kurulum CD’sinde mevcuttu ve sistemle beraber kuruldular. Yani sistemim kurulduktan sonra ne internetten, ne de herhangi bir başka CD’den program kurmama gerek kalmadı. Oyunlara gelince; 3 boyutlu, aksiyon, simülasyon, savaş, yarış… birbirinden gelişmiş ve heyecanlı binlerce Linux oyunu zaten var. Hem de ücretsiz. Fakat siz illa da Linux versiyonu olmayan bir oyun oynamak istiyorsanız, bunları da Cedega ve Wine gibi emülatörlerle oynayabiliyoruz. Bir kaç istisna oyun hariç tabii. Mesela SIMS 2.

Sadece SIMS2 oynayabilmek için bilgisayarlarımdan birisinde Windoze partisyonu tutuyorum. Yani çift işletim sistemi ile açılan bilgisayarımda açılışta windoze’u seçip, oyunumu oynayıp tekrar rahat ve güvende hissettiğim Linux’a dönebiliyorum.

Şu ana kadar yazdıklarım denenmeden anlaşılamaz. Korkmadan deneyebilirsiniz. LINUX ÖCÜ DEĞİLDİR. ve ücretsiz olarak temin edilebilir: www.pardus.org.tr adresinden indirip bu benzersiz tecrübeyi siz de yaşayın.

.::koraycaglar::.